İş hukukunda ibraname, işçinin işten ayrılırken ücret, fazla çalışma yıllık ücreti, izin alacağı, ihbar ve kıdem tazminatı gibi alacaklarını aldığına ve bir başka alacağı kalmadığına dair bir yazıyı imzalayarak işverene verdiği belgedir. Uygulamada ibraname, ibra belgesi, ibra senedi, ibra sözleşmesi gibi çeşitli adlarla düzenlenmekte fakat muhteviyatı itibariyle bazen başka bir sözleşme, feragat, menfi borç ikrarı ya da ödeme makbuzu niteliği taşımaktadır. Günümüzde işverenler işçilerine işten ayrılırken bu şekilde bir ibraname imzalatmakta ve işçilerin artık bir hak talep edemeyeceğini düşünmesine neden olmaktadır. Oysaki söz konusu ibranamelerin geçerliliği birtakım şartlara bağlanmıştır.

Yargıtay, iş hukukunun işçiyi koruyucu temel ilkesi gereğince ibranamenin dar yorumlanması ve işverenin işçiye olan borçlarının asıl sona erme nedenini ifa olarak ele alınması gerektiğinin altını çizmiştir. İşveren karşısında ekonomik olarak güçsüz durumda bulunan işçinin hak ve alacaklarından ibra ile vazgeçmesi, hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.

İbranamenin Geçerlilik Şartları:

  • Yapılan ibra sözleşmesinin yazılı olması İbranamenin bilgisayarla veya elle yazılması ya da noter huzurunda yapılması hususunda bir zorunluluk yoktur. Tartışmaya yer vermemek adına, noter huzurunda düzenlenmesi tavsiye edilirken, bu mümkün değilse ibraname işçi tarafından doldurulabilir ya da yazılabilir.
  • Önemli bir husus da ibraname metni ile imza arasında boşluk bırakılmaması gerektiğidir.
  • İbra sözleşmesinin imzalanabilmesi için, hizmet sözleşmenin sonra ermesinden başlayarak en az 1 aylık sürenin geçmiş bulunması gerekir. Her ne sebeple olursa olsun, iş akdi sona ermeden ibraname düzenlenemez, düzenlenen ibranameler ise geçersiz kabul edilir.
  • İbranamenin tarih içermemesi ve içeriğinden de fesih tarihinden sonra düzenlendiğinin açıkça anlaşılamaması durumunda ibranameye değer verilemez.
  • İbraname ancak geçmişte doğmuş alacaklar için söz konusu olurken, gelecekte doğabilecek işçi haklarını kapsamaz ve onlar için hüküm ifade etmez.
  • Önemli bir ayrıntı ise, söz konusu 1 aylık bekleme süresi sadece ibra sözleşmesinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir. İşçinin fesih ile muaccel hale gelen kıdem tazminatı ve izin ücreti gibi haklarının ödeme tarihinin 1 ay süreyle ertelenmesi söz konusu değildir.
  • İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça ve detaylıca belirtilmesi gerekmektedir. İşçi tarafından ibra edilen fazla çalışma ücretleri, yıllık ücretli izin, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı gibi işçilik alacaklarının nitelik ve miktarları ayrı ayrı, açık ve anlaşılır bir şekilde tereddüde sebebiyet vermeyecek biçimde ibraname içeriğinde yazılmalıdır. İbraname içeriğinde çalışma süreleri belirtilmeli ve işçiye verilen para ile ölçülebilir sosyal haklar da düzenlenmelidir.
  • İbranamenin geçersizliğine yol açabilecek bir durum da kendi iradesiyle iş akdini sona erdiren, yani istifa eden işçinin imzaladığı ibranamede; “kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarımı aldım” gibi ifadelere yer verilmesidir. Uygulamada ve Yargıtay içtihatlarında çelişki olarak kabul edilen bu durum ibranamenin geçersizliğine sebebiyet vermektedir.
  • Ödeme hak tutarına nazaran noksansız olmalıdır. İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından borcun sona erdiği söylenemez. Kısmi ödeme hallerinde, ibra belgesinin makbuz hükmünde olduğu Yargıtay’ca kabul edilmektedir.
  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun değinilen maddesinde, işverence yapılacak olan ödemelerin banka yoluyla yapılması zorunluluğunun getirilmesi, ibranamenin geçerliliği noktasında sonuca etkilidir. Ancak banka dışı yollarla yapılan ödemelerde de borç ibra yerine tamamen veya kısmen ifa yoluyla sona ermiş olur.

Bu geçerlilik şartlarını taşımayan ibra sözleşmeleri ya da ibraname kesin olarak hükümsüz olup banka aracılığıyla ödeme yapılıp akabinde ibra edilmişse ödeme miktarı kadar kısım makbuz sayılacak ve ibraname geçersiz kabul edilecektir.

Kısaca özetleyecek olursak iş sözleşmesinin sona ermesinde, işçiden alınan ibranamenin geçerli olabilmesi için, ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığı ile yapılması şarttır. Bu şartlar gerçekleşmeden fesih tarihinde işçiye imzalatılan ibranamelerin hukukumuzda hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır. Böyle bir durumda işçiler, bu belgeyi imzalamış olsalar dahi tüm işçilik alacaklarını ve hak kazandıkları tazminatları işverenden talep edebileceklerdir.

No responses yet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir